1915 İLE TÜRKİYE’Yİ SORUNSALLAŞTIRMAK


1915’e atıfta bulunularak sözde Ermeni soykırımının ABD başkanları tarafından 40 yıldan beri sürekli Türkiye’nin önüne getirilmesi, ekonomik boyunduruğu amaçlayan ‘yeni -sömürgecilik’(neo-colonialism) anlayışının bir tezahüründen ibaret olup Joe Biden’ın, ‘Ermeni soykırımı’ açıklamasının arkasındaki asıl niyeti de bu açıdan çok iyi analiz etmekte fayda görüyoruz.


Bu cümleden olarak, 1860’ta başlayan ve çığ etkisiyle büyüyen Ermeni ayrılıkçı düşünce ve gelişmeleri dikkate almadan 1915’i ve sonuçlarını anlamak pek mümkün olmasa gerek. 1960’dan sonra Kilikya’da kurulan ‘Hayırseverler Cemiyeti’ni, Van’da kurulan ‘Araratlı Cemiyeti’,’Karahaç Cemiyeti’, ‘İttihat ve Halas Cemiyeti’(Birlik ve Kurtuluş Cemiyeti)takip etmiştir. Daha sonra Van’da kurulan dört cemiyet birleşerek ‘Ermenilerin Müttehit Cemiyeti’(Ermenilerin Birlik Cemiyeti) adını almıştır. Keza yurt dışında art arda kurulan Ermeni cemiyetleri de benzer amaçlı idi.


Örneğin, 1887’de İsviçre’de kurulan ‘Hınçak Komitesi’, Doğu Anadolu ve Azerbaycan’ı kapsayan Büyük Ermenistan fikriyatını hayata geçirmek için kurulmuştur. Keza, 1890’da Tiflis’te kurulan, ‘Taşnaksutyun Cemiyeti’ de Türkiye’de Bağımsız bir Ermenistan kurulması amacıyla Anadolu’daki Ermenileri silahlandırıp gerilla eğitimi vermekteydi.


1896’da Van’da görev yapmakta olan İngiltere Konsolosu Williams’ın, İngiltere Dışişleri Bakanı ile yaptığı yazışmalar bu konuya ışık tutucu niteliktedir. Dış kışkırtmalarla dinsel, etnik, ayrılıkçı fikirlerle terör estiren ve oradaki Ermenileri de huzursuz eden bu örgütlerin ana eksenini yine Batı’nın Osmanlı Devleti’ne karşı yürüttüğü ayrılıkçı politikalar oluşturuyordu.


Katolik ve Protestanlığı Gregoryan Ermenilerin bünyesine sokan Batı, bununla da yetinmeyerek ‘komitacı’, ‘ihtilâlci’, ve ‘propagandacı’ üçlemindeki yeni Ermeni sacayağını oluşturmaya çalışıyorlardı. 29 Mart 1862’de Osmanlı Devleti tarafından onaylanarak yürürlüğe konulan ve Ermenilerin sosyal ve politik düşüncesinde önemli bir çığır niteliğindeki ‘Ermeni Milleti Nizamnamesi’ de dış tahriklerin ve tehditlerin önünü alamamıştır.


1878’de İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Salisbury’in Osmanlı Devleti’ne yaptığı emrivaki ve dayatmalarla Ermeni nüfusunun yer aldığı bölgelere asker- konsoloslar atama fikri aslında oynanmak istenen oyunun bir parçası niteliğinde olup, bu konsoloslar Ermeniler tarafından birer kurtarıcı ve bağımsızlık yolunda birer umut ışığı olarak görülmüştür.


Van’a Yüzbaşı Clayton, Diyarbakır’a Binbaşı Trotter, Erzurum’a Yüzbaşı Everett, Adana’ya Yüzbaşı H. Copper gibi asker -konsolosların atanmasını basit bir diplomasi ile geçiştirmek pek mümkün olmasa gerek. Bundan amaç, Ermenilerin Batı tarafından askeri ve siyasi olarak bağımsızlığa hazır hale getirilmesi için dışarıdan bu bölgeye Ermeni göçünü özendirmek ve buradaki Müslümanların diğer bölgelere göç etmesini sağlamaya yönelik idi.


1915 olaylarının önemli aktörü konumundaki Batı, sözde Ermeni soykırımının tarihin dinamikleri içerisinde tarihçiler tarafından ele alınması gerekliliği fikrini ve kararını ortaya koyması yerine, tek taraflı suçlayıcı ve kışkırtıcı kararla Türkiye’yi nötralize etmeye yönelik bir adımın içerisinde olmuştur. Aksi bir uygulama, Batı’nın Ermeni konusundaki süngüsünün düşmesine neden olacağı muhakkaktır.


Sedat Simavi, Hürriyet Gazetesi’ni çıkarma çalışmaları yürütürken, yeni çıkaracağı gazeteyi; “habere göre fotoğraf değil, fotoğrafa göre haber” nitelikli olarak tanımlaması gibi, ABD Başkanı Joe Biden’ın ‘Ermeni soykırımı’ ifadesi de bize göre bir söylem niteliğinden öteye geçememiştir.
Sonuç olarak, Joe Biden’ın 1915 sözde Ermeni soykırımı konusundaki belli amaca yönelik ve kendinden menkul kabul edilemez açıklamasını hiçbir hüküm kesp etmeyen bir perspektiften değerlendirmede fayda vardır.

BENZER İÇERİKLER

YORUMLAR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

MAKALELER